Pages

20 Mayıs 2012 Pazar

MISIRIN FAYDALARI



MISIR 
 
Nişasta bakımından son derece zengin bir bitki olan mısır; beyaz, sarı, kırmızı renklerde olur.

Uzun süre 'Türk buğdayı' olarak bilinse de Amerika kökenlidir.

İlk kez Cristof Colomb tarafından keşfedilmiş, daha sonra Avrupa ya getirilmiştir. Kısa sürede yaygınlaşan üretimi sonucu Fransa, İtalya ve İspanya mutfağında  uzun süre mısır unu kullanılmıştır.

Amerika da beslenme ve gastronomide önemli yer tutan mısırın 100 gr. ında 345 kalori vardır ve yüksek enerji verir. Aminoasitler açısından önde gelen bitkilerden olmasının yanı sıra lipit, protit ve glosit açısından da zengindir.

Giderek beslenmede önemli yer tutan şeker ve sütle tüketilen Corn Flakes ise mısır unundan elde edilir.

İçinde bulunan nişastadan şarküteri, bisküvi ve pasta endüstrisinde yararlanılır.

Çok yönlü kullanım alanı olan mısır unundan burbon viski ve bazı bira çeşitleri de üretilir.


Tüketilmesi

Mısır, dalından koparıldıktan sonra tadını yitirmeye başlar. O nedenle tüketilmesine yakın toplanmalı ve hemen pişirilmelidir. Tadını kaybetmemesi için, onu yaprağı ile birlikte buzdolabında da saklayabilirsiniz. Yaprağından ayrılan mısırda nişasta açığa çıkar ve sağlık, şişmanlık gibi problemleri oluşturur.

Yetiştirilmesi

Mısır yetiştirmek çok kolaydır. Her ne kadar sıcak mevsim bitkisi olsa da, her türlü iklim kuşağında yetişir. Bol güneşli ve açık yerleri sever. Ekimi iklim şartlarına göre farklılık gösterir. Fakat ister sıcak, ister soğuk iklim kuşağında olsun, tohumların ekilmesi ve büyümesi için en uygun zaman toprak ısısının 20øC ye ulaştığı andır. Tohumlar mantardan zarar görmemesi için ilaçlanır, ancak bazı bahçıvanlar bu ilaçlamayı yapmadan da başarılı sonuçlar elde ederler. Mısır tohumlarını tek sıra halinde ekmek yerine, yaklaşık 60 cm . uzunluktaki bloklara ekmek daha doğrudur. Böylece tohumlar birbirlerinin üzerine düşerek daha fazla ürün verirler.


Satın alınması

Mısır, satın alırken sütlü ve yaprakları uçuk yeşil olanlarını tercih edin. Koçanı doğal şekilde veya tane şeklinde konserve edildikten sonra satılanları da vardır.

Tuzlu suda yapraklarıyla birlikte haşlanır.

Izgarada ise yaprakları çıkarıldıktan sonra pişirilir.

Tanelerini uzun süre kullanmak istediğinizde sirkenin içerisinde saklayabilirsiniz.

Faydaları

Mısır taneleri doymamış yağ asitleri, nişasta ve A vitamini açısından zengindir. Doymamış yağ, kandaki kolesterol düzeyinin kontrol edilmesine yardımcı olduğu için kalp ve damar sağlığına faydalıdır.

A vitamini ise gözler, kemikler, diş ve böbrekler için gerekli bir vitamindir. Sağlık sektöründe ise mısır nişastası, ilaç yapımı ve C vitamini üretiminde kullanılır.

Mısır (Zea mays), genellikle çok nemli iklim bölgelerinde yetiştirilebilen, tek yıllık özellikle yağı doymamış yağ grubunda olan bir tarım bitkisi.

Mısır proteininde Lisin ve triptofan proteinin biyolojik değeri de aminoasitlerin limite edici etkisi altındadır.

Danesindeki ham yağ yulaftan sonra en yüksek değer veren besin maddesidir. Meksika ve Orta Amerika orjinlidir.1600 yıllarında suriye yoluyla mısırdan ülkemize gelmiştir.Sınıflandırma koçan sekli,tane şekli iriliği, sıralar arası açıklık koçan ucundaki boşluk somak rengine bakılarak yapılır

Buğdaygiller familyasından; 180 - 200 cm boyunda, dik ve yüksek gövdeli, geniş şerit yapraklı, bir yıllık bir bitkidir. Kökü kalın ve saçaklıdır. Yaprakları şerit gibi, uzun, paralel damarlı, sert ve sivri uçlu, sapsız, kenarları, dalgalıdır. İki çeşit çiçeği vardır. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım başak şeklinde, dişi çiçekler ise yaprakların koltuğunda koçan halindedir. Dişi çiçeklerin stilusları uzundur ve kınlarının tepesinden dışarı doğru sarkarlar. Bunlar mısır püskülü denilen kısmı meydana getirirler. Meyvesi, koçanı üzerinde sıkışık şekilde dizilidir. Rengi açık veya koyu sarı; esmer veya kırmızımtırak renklidir. Mısır püskülünün içeriğinde glikoz, maltoz gibi şekerler, sabit yağ, steroller, reçine ve çok miktarda potasyum tuzları vardır. İdrar söktürücü, idrar yollarını temizleyici ve hararet verici olarak kullanılır.

Yapılan araştırmalar, patlamış mısırın, yüksek oranda, antioksidan içerdiğini göstermekte. Patlamış mısırın içinde, meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan, polyphenol antioksidan maddesine rastlandı.Bu maddenin, kalp hastalıkları, kanser ve diğer hastalıklarla mücadeleye, vücudun direncini artırması açısından yardımcı olmasıyla biliniyor.
Yapılan araştırmanın, sonucunun oldukça şaşırtıcı olduğunu söyleyen bilim adamları, bu sonucun, mısırın işlem görmeyen bir besin olmasından kaynaklandığını düşünüyor.


Mısır özü yağı, mısır tanelerinden çıkarılır. İçeriğinde yağ asitleri, A vitamini, az miktarda steroller ve bol miktarda nişasta vardır.

Mısır özü yağı damar sertliğini önler.

Kullanıldığı yerler:
Daha ziyade mısır püskülü ve mısır özü yağı kullanılır.

Mısır iyi bir besindir. Ancak hazmı biraz güçtür. Guatr olanların yememesi tavsiye edilir.

19 Mayıs 2012 Cumartesi

MANTARIN FAYDALARI


Mantar:İçerdiği mineral ve vitaminlerden dolayı, pek çok hastalığa iyi gelen, ve hatta, bazı hastalıkların oluşmasını önleyen bir besin.
* Yaşlanmayı geciktirir.
* Beyin ve sinir sistemi hastalıklarından korur.
* Alzheimeri önler.
* Ete yakın oranda ve çok değerli protein içeriği nedeniyle, son derece besleyici ve önemli bir besindir.
* Çocuklarda büyümesinde, gelişmesinde ve hastalıklardan korunma amacıyla bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli rol oynar.
* Vücut için gerekli tüm aminoasitleri içerir.
* Yağ yönünden oldukça fakir olması nedeni ile kilo aldırmaz. Kilo vermek amaçlı yapılan diyetler için de ideal bir besindir.
* B,A,K,D vitaminleri açısından oldukça zengindir.
* Kemik gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Büyüme çağındaki çocukların ve kemik erimesi riski olan kadınların mutlaka tüketmesi gerekir.
* Bol miktarda Kalsiyum,potasyum,fosfor,demir,çinko ve bakır içermesinden dolayı, kansızlık başta olmak üzere, kalp damar hastalıkları, migren, yüksek tansiyon, felç,astım,romatizmal hastalıklar,diş çürümesi ve kemik erimesini önler.
* Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
* Düşük sodyum miktarı ile, yüksek tansiyon ve kalp hastalarının bile, rahatlıkla tüketebileceği bir besindir.


Kırmızı Reishi Mantarı Faydaları

Kırmızı reishi mantarı Günlük yaşamı sağlıklı sürdürmek,
Vücudumuzun doğal savunma mekanizmasını güçlendirerek olumsuz etkilere karşı korumak,
Yaşın ilerlemesi sonucu oluşan problemlerin önüne geçmek,
Bağışıklık, sinir, dolaşım, solunum, boşaltım, kas ve kemik sistemlerini güçlendirmek,
Yüksek tansiyon, kolesterol, diabet, bronşit, prostat gibi problemlerle baş etmek,
Kanser, karaciğer bozuklukları, hepatit, HIV/AIDS gibi hastalıklardan korunmak ve bu hastalıklarla savaşmak,konularındaki olumlu etkilerini, faydalarını kanıtlıyor.


Mantarın Zararları ,Mantarın Zararları Nelerdir?


* Zehirli olanları ölümcül sonuçlar doğurabilir. İçeriğinde bulunan fosfor ve kalsiyum, özellikle böbrek hastaları, fosfor ve kalsiyum yüksekliği olan ve bu elementleri tüketmesi sakıncalı olan hastalar için zararlı olabilir. Bu hastalar, mantarı, doktorlarına danışmadan tüketmemelidirler.

AYÇİÇEĞİ ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI


Çekirdek içlerini mikroskopla inceleyen beslenme araştırmacıları, ay çekirdeğinin soğan, sarımsak ve brokoli ile birlikte, kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olan ‘süper gıdalar’ olarak değerlendirilebileceği görüşünde. Ay çekirdeğinin besleyici özelliklerini belgeleyen araştırmalar, bu küçük çekirdeklerin besin deposu olduğunu gösteriyor.

Ay çekirdeğinin faydaları

* Ay çekirdeği lezzetli bir çerez olmasının yanı sıra, sağlıklı da bir besin. Bedeninizin işlevlerini optimal bir şekilde sürdürmesine yardımcı olan çok sayıda vitamin ve mineral içeriyor.

* Ay çekirdeği iyi bir E vitamini kaynağı. “National Sunflower Association”a göre, yirmi sekiz gram ay çekirdeği E vitamini için önerilen günlük besin alım miktarının yüzde 76’sını sağlıyor. Bu vitamin, hücreleri serbest radikallerin zararlarına karşı korumaya yardımcı olan bir antioksidan. “Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi”ne (UMMC) göre ise daha çok E vitamini alan kişilerde kalp hastalığı riski almayanlara göre daha düşük. Bu vitamin, diğer vitaminlerle birlikte, göz sağlığını koruyarak görme kaybına yol açan maküler dejenerasyona karşı korunma sağlama işlevi de sağlayabiliyor.

* Selenyum, hücreleri korumaya yardımcı olan bir antioksidan olan E vitamini ile birlikte işlev gören bir mineral. “National Sunflower Association” yirmi sekiz gram ay çekirdeğinin erkekler için önerilen günlük selenyum alım miktarının yüzde 24’ünü, kadınlar için önerileninse yüzde 31’ini sağladığını belirtiyor.

* Ay çekirdeği, HDL’nin yani iyi tür kolesterolün yükselmesine yardımcı olurken, sağlıksız kolesterol olan LDL’yi düşürdükleri için “iyi yağlar” olarak adlandırılan tekli doymamış ve çoklu doymamış yağlar içeriyor. Ay çekirdeğindeki yağın yaklaşık yüzde 90’ı doymamış ya da sağlıklı yağlardan oluşuyor. Ay çekirdeği aynı zamanda, bedende kas ve doku gelişimine ve korunmasına yardımcı olan protein de içeriyor. Yirmi sekiz gram ay çekirdeği, günlük protein değerinin yüzde 12’sini karşılıyor.

* Folat gıdalarda doğal olarak bulunan bir B vitaminidir. “Office of Dietary Supplements” (Gıda Takviyeleri Ofisi), bu vitaminin sentetik formunun folik asit olarak adlandırıldığını; yeni hücre, DNA ve RNA oluşumuna yardımcı olduğunu ve DNA’daki kansere neden olan değişimleri önlemede de rol oynayabileceğini belirtiyor. Folat bedenin yeni kırmızı kan hücreleri yapması ve metabolizma ile bir amino asit olan homosisteinin normal düzeylerini korumak için de gerekiyor.

* Ay çekirdeği önemli miktarda bakır, çinko, demir ve lif de içeriyor. Bu mineraller kırmızı kan hücrelerine ve tüm bedene oksijen taşınmasına, enerji üretilmesine, bağışıklık sisteminin korunmasına, kan şekerinin ve kan kolesterolünün dengede tutulmasına ve kabızlığın önlenmesine yardım ediyor.

BUĞDAYIN FAYDALARI


BUĞDAY: 

Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur. Çok besleyici bir tahıldır. Karbonhidrat ve B vitamini açısından zengin bir besindir. Kalsiyum, demir ve çinko minerallerini de bol miktarda barındırır.
Buğday Yağı da E vitamini açısından çok zengindir.

Buğday Yağı Nasıl Kullanılır

Buğday genellikle un yapımında kullanılır. Buğday unundan ekmek ve çeşitli hamur işleri yapılır. Kabuklarından kepek elde edilir. Kepekli buğday unu daha sağlıklı ve faydalıdır. Buğday aynı zamanda çiftlik hayvanları için bir yem maddesi olarak da yetiştirilmektedir. Buğday yağı ise özellikle cilt ve saç bakımı için kullanılır.

Buğdayın Faydaları

*Buğdayın kepekli olanı daha faydalıdır.
*Bağırsakları çalıştırır ve kabızlığı önler.
*Bağırsak ve rektum kanserini önlemeye yardımcı olur.
*Mideyi, beyni ve gözü kuvvetlendirir.
*Cinsel gücü arttırır.
*Buğday yağı kırışıklıkları ve yaşlanmanın etkilerini azaltır.
*Buğdaydan elde edilen buğday yağı cilt ve saç bakımı için çok faydalıdır.
*Saçlara yumuşaklık ve parlaklık verir.
*Saç dökülmesini önler.
*Aynı zamanda etkili bir antioksidandır.

ARPANIN FAYDALARI


Arpanın Faydaları :

* Bol miktarda Protein, B1, B3, B6 vitaminleri içerdiğinden çok besleyicidir.
*Demir, magnezyum, selenyum, potasyum, fosfor ve manganez içerir. Kansızlığa karşı çok etkilidir.
* Kronik kabızlık çekenlere faydalıdır.
* Bağırsakları yumuşatır ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar.
*İdrar söktürücü özelliği ile idrar yollarını ve idrar yollarındaki iltihapları temizler.
* Arpa ekmeği ve arpa çorbası şeker hastaları için çok faydalıdır.
* Dil iltihaplarına karşı da yararlıdır.
* Kalbi kuvvetlendirir.
* Düşük tansiyonu olanlara çok faydalıdır, tansiyonu yükseltir.
* Kemikleri güçlendirir.
* Böbrek taşlarını ve kumlarını dökmeye yardımcı olur.
* Tuzlu Arpa lapası, kireçlemelere ve eklem ağrılarına çok iyi gelir.
* Romatizmaya faydalıdır.
* Arpa, sirke ile kaynatıldığında, uyuz, egzama gibi kaşıntılı deri hastalıklarına sürülürse faydalı olur.
* Prostat büyümesini önler.
* Baş ve boğaz ağrılarını dindirir.
* Siyatik ağrılarını dindirir.


Arpa nasıl kullanılır? Taneleri ekmek yapımında kullanılır. Ayrıca, hayvan yemi olarak da kullanılır. Kavrulup kahveye karıştırılır. Arpa saplarının ezilip un haline getirildikten sonra katırtırnağı otu, mine çiçeği ve papatya ile birlikte kaynatılması ile elde edilen arpa çayı yatıştırıcıdır. Uykusuzluğa iyi gelir. Spazmlara karşı da koruyucudur.

YULAFIN FAYDALARI


YULAF:Çinliler yulafın zindelik verici özelliklerini binlerce yıl önce keşfetmişler. Antik Romalılar onu enerji depolamak için sofralarından eksik etmemişler. Savaşçı Vikingler efsanevi fiziki güçlerini yulaf ezmesi ile hazırlanan 'porridge' adlı kahvaltılık yiyeceğe borçlu olduklarını sık sık dile getirmişler.

'Bitkisel protein' de denilen yulafta bol miktarda protein, lipid, lif, mineral tuzlar, vitaminler ve B grubu vitaminleri bulunuyor.
Yulaf, pek çok derdin devası olan bir tahıl. Düzenli olarak tüketildiğinde vücudu tazeleyip adeta yeniden yapılandırıyor. Yüksek dozdaki enerji verici özellikleri nedeniyle sınavlara hazırlanan öğrencilere, bebek bekleyen anne adaylarına, sporculara, soğuk havalarda çok üşüyenlere, sık hastalanan küçük çocuklara, büyümekte olan çocuklara ve nekahat dönemindeki hastalara birebir geliyor. Yulaf, hücrelere enerji taşınmasında, dokulara kan aracılığı ile oksijen transferinde ve zarar gören yaşlı hücrelerin yenilenmesinde son derece etkili bir besin. Ayrıca zehirli kurşun, kadmiyum ve krom gibi ağır metallerle birleşip bu maddelerin vücuttan atılımını sağlıyor.

Moskova Devlet Üniversitesi bilim adamları, yulafın çok değerli bir kocakarı ilacı olmaktan öte gerçek bir sağlık iksiri olduğunu belirterek Rusların uzun yıllardan bu yana kurşun zehirlenmelerine karşı yulaf unu kullandıklarını ifade ettiler.

Yulaf piyasada un, ezme, yulaf tanesi, yulaf ekstresi (özü), misli ve kahvaltı gevreği olarak satılıyor. Un halindeki yulaf ile ekmek, tatlı ve tuzlu hamur işi çeşitleri hazırlayabilirsiniz. Ya da köftelere ilave edebilirsiniz. Kahvaltı gevreği şeklinde ılık süte ilave ederek yiyebilirsiniz. Ezme şeklindeki yulafla değişik muhallebiler hazırlayabilirsiniz. Yulaf unu ile güzellik kremleri hazırlayabilir, yulaf ekstresi ile sağlık banyoları yapabilirsiniz.

Yulafın Faydaları

* Yulaf oldukça kalorili bir tahıl. 100 gramında 390 kalori bulunuyor. Oysa aynı miktar pirincin kalorisi 354, makarnanın ki ise 346. Bol miktarda nişasta içerdiği için değerli bir karbonhidrat kaynağı.

* Yulaf, kasları tazeleyen 'lisina' denilen bir protein ve sinirlerin işlevini düzenleyen yüksek dozda B grubu vitaminleri içeriyor.

* 'İyi' yağlar açısından çok zengin. İçeriğindeki 'oleik asit' denilen yağlar, sinir hücrelerinin düzenli bir şekilde işlemesi için son derece yararlı.

* Yulaf mineral açısından da çok zengin: 100 gramında 53 mg kalsiyum, 405 mg fosfor, 4.5 mg demir ve 268 mg potasyum bulunuyor. Ayrıca değerli bir magnezyum deposu.

Kolesterolünüz yüksek ise

Yulafta bulunan yağ asitleri 'iyi yağlar' olup zindelik veriyor ve kolesterolün yükselmesini önlüyor. İçeriğindeki lifler sayesinde kandaki kolesterolü düşürüyor.

Yulafta kolesterole çok benzeyen bitkisel moleküller, kötü kolesterol alımını en aza indirgiyor. Bu nedenle aşırı yağlı beslenme söz konusu olduğunda yulafın içeriğindeki fitosterol maddesi kandaki aşırı yağlanmayı engelliyor. Yani yulaf bir tür yağ giderici. Eğer kolesterolünüz yüksekse yulafı sofranızdan eksik etmeyin.

Adet dönemi sıkıntılarını gidermek için
Ani kişilik değişimi, aşırı sinirlilik, uykusuzluk, melankoli, aşırı tatlı yeme arzusu vb.Pek çok kadın adet döneminde hormonal dengesizlikten kaynaklanan bu sorunlardan yakınıyor.

Çözüm için kahvaltı ve öğle öğünlerinde yulaflı yemekler yiyin. Yulaf, tiroid bezinin işlevine yardımcı olup, östrojen hormonunun üretimini dengeliyor. Yulafın zengin içeriğinde bulunan magnezyum minerali, alt karın bölgesindeki kas gerilimini en aza indirgeyerek sancıyı azaltıyor. Fosfor, adet öncesi ve sırasında sık karşılaşılan konsantrasyon güçsüzlüğünü ve unutkanlığı önlüyor. Adet sıkıntılarından şikayetçiyseniz adetten 1 hafta önce ve adet boyunca yulaf ağırlıklı beslenin. Günde iki porsiyon yemek ideal.

İltihaplı hastalıklara karşı

Her türlü iltihaplı hastalıklara karşı yulaf iyi geliyor. İster sıcak süte ilave ederek için, isterseniz yulaf lapası (1 su bardağı yulaf ununu 2 su bardağı suda eritip koyu muhallebi kıvamına gelinceye kadar kısık ateşte pişirin. Ilınınca bölgeye uygulayıp üzerini ılık havlu ile kapatın) hazırlayıp hastalıklı bölgeye uygulayın. Larenjit ve boğaz ağrısı gibi solunum yolları enfeksiyonlarına, sigaranın yol açtığı boğaz rahatsızlıklarına ve bronşite iyi geliyor. Özellikle küçük çocukların bronşit hastalığında göğse ve sırt bölgesine uygulanan sıcak yulaf lapası rahat nefes almayı sağlayıp, balgam söktürüyor ve öksürüğü kesiyor. Yulaf, rahatlatıcı etkisi nedeniyle midenin de dostu. Yulaf çayı hazırlamak için 1 tutam yulaf tanesini bir fincan kaynar suya ilave edip 20 dakika bekletin. Süzüp balla tatlandırıp için.

Tiroit bezi rahatsızlıklarına karşı

Guatr hastalığına yol açan tiroidin düzenli işlevi için yulaf ideal bir besin. Tiroit bezi yavaş çalıştığı zaman bitkinlik, soğuğa karşı dayanıksızlık ve çabuk üşüme gibi sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Tiroit ile birlikte kan dolaşımı da yavaşlıyor. Halsizlik ve baş dönmesi gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu konuda şikâyetleriniz varsa kahvaltıda her gün düzenli olarak yulaflı yiyecekler tüketin.

Ciltteki kızarıklık ve kaşıntılara karşı

Yulaf, cildi yumuşatıcı ve rahatlatıcı etkisi sayesinde ciltteki kızarıklık ve kaşıntıları gideriyor. Yulaf tanesi ilave edilmiş sıcak banyo suyu, bebeklerdeki pişik sorunlarını ve ciltteki dermatit ile iltihaplanmaları gideriyor. Bunun için 1 çay bardağı yulaf tanesi veya yulaf ununu 1 küçük tencere sıcak suya ilave edip karıştırın. Kaynatıp süzün ve sorunlu bölgeye uygulayın. Yulaf, sabunun yol açtığı cilt tahrişlerine ve ani hava değişimlerine maruz kalan cildi de koruyor. Bunun için sorunlu bölgeye yulaf lapası uygulayın.

Diyabet ve karaciğer yorgunluğuna karşı

Sağlık sorunları olanların özel diyetler uygulamaları gerekiyor. Özellikle tiroit bozukluğu ve kanda aşırı yağ birikmesi nedeniyle ortaya çıkan karaciğer yorgunluğu söz konusu olduğunda diyet, yulaf ağırlıklı olmalı.
Yulaf, şeker diyetinde de mutlaka yer alması gereken bir tahıl. Çünkü sodyum ve şeker açısından fakir. Pektin ve emicelluloz (bu madde vücuda giren şekeri yakalayarak konsantrasyonunu azaltıyor) sayesinde kan şekerini düşürüyor.

Soğuktan çatlayan eller için

Dış etkenlere birebir maruz kalan cilt ve ellere kış aylarında ekstra bakım uygulamakta yarar var. Soğuktan çatlayan ve kızaran ellerinize yulaf lapası sürün.1çay bardağı yulaf ununu 2 çay bardağı suda eriyinceye kadar karıştırıp hafif muhallebi kıvamına gelinceye kadar kısık ateşte pişirin. Soğuyunca cildinize sürüp 3-4 dakika bekletin ve ılık suyla durulayın. Elleriniz yumuşacık olacaktır. El kremi kullanmıyorsanız kış aylarında bu uygulamayı 3 günde bir yapmayı ihmal etmeyin.

Uykusuzluğa karşı

Ninelerimiz, rahat uyumak için yastıklarının içini yulaf tanesi ile doldururlarmış. Bugün ise 2 su bardağı yulaf tanesi veya
yulaf unu ilave edilmiş sıcak banyolar, rahat ve sağlıklı bir uyku sağlıyor. Banyo suyuna dilerseniz eczane, doğal ürün satan mağaza ya da baharatçılardan satın alacağınız yulaf ekstresini de ilave edebilirsiniz.

Epilasyondan sonra

Epilasyon yaptıktan sonra cildinize yulaf içeren bir krem (veya yulaf lapası) sürün. Yulafın içeriğinde bulunan nişastanın nemlendirici etkisi cilde kadifemsi bir yumuşaklık sağlayacaktır. Yulaf, tüylerin daha geç ve güçsüz çıkmasını sağlıyor.

Çabuk yağlanan saçlara

Yulaf saçlara parlaklık verip güçlendiriyor. Eğer saçlarınız yağlı ise günde iki öğün yulaflı yiyecekler yiyin. Örneğin; kahvaltıda yulaflı müsli, ikindi de yulaflı muhallebi veya kurabiye yiyin. Saçlarınız için15 günlük yulaf kürü uygulayın. Yemek aralarında yulaflı çay için.

İştahsız ve sık hastalanan çocuklar için

Küçük yaramazlar gün boyu aşırı enerji harcarlar ama genelde abur cubur ile karınlarını doyururlar. Anneler, özellikle okula giden çocuklarının nasıl beslendiklerini kontrol etmekte zorlanırlar. Besin değerleri çok yüksek olan yulaf, özellikle büyümekte olan enerjik yapılı ve sık hastalanan çocuklar için son derece önemli bir besin. Yulaf, büyüme hormonu olarak bilinen, 'auxina' hormonunun üretimine katkıda bulunuyor. Yulaf, içeriğindeki zengin aminoasitler (protein sentezi için çok gerekli olan maddeler) bitkisel proteinler ve nişasta sayesinde vücuda uzun süreli bir enerji sağlıyor ve vücudun tüm işlevlerinin mükemmel bir şekilde düzenlenmesine yardımcı oluyor. İçeriğindeki kalsiyum ve fosfor ile çocuklardaki kemik oluşumunu hızlandırarak kemik ve dişleri güçlendiriyor. Fosfor ayrıca yağ ve protein metabolizması için de gerekli.

MANDALİNANIN FAYDALARI


Mandalina: Ilıman iklimlerde yetişen tatlı, sulu ve hoş kokulu bir meyve olan mandalina, portakal ile benzer özellikler taşır ve özellikle C vitamini açısından zengindir. Ayrıca, A ve B grubu vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum, demir, brom ve fosfor minerallerini içerir. Mandalinanın kabuğu ise P vitamini açısından zengindir.

Mandalinanın Faydaları:


 Kanı temizler. Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Damar setliği ve felçte faydalıdır. Sinirleri yatıştırır. Akşam yemeğinden sonra yenecek 1-2 mandalina uykusuzluk çekenlere faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Grip olanlara iyi gelir.

Mandalina Nasıl Kullanılır? Taze meyve olarak yenebileceği gibi reçeli de yapılabilir. Ayrıca, kabuklarından esans elde edilir. Özellikle kabukları ince kıyılıp doğrudan ya da kek, pasta gibi tatlılara katılıp yenirse kalp ve damar sağlığı açısından faydası görülür.